14 Temmuz 2011 Perşembe

cube 1 - 2 - 3

merhabalar efendim, ben geldim. bu aralar pek keyfim yerinde olmadığı için, yani daha doğrusu belimle ilgili ufak bir sorun yaşadığım için, yatak istirahatim vardı. ben de yattığım yerden bol bol film izledim. (ahh, teşekkür ederim... ama madalyaları sonra takdim edersiniz) neyse, uzatmayayım ve hemen izlediğim mükemmel filmleri paylaşayım sizlerle.




şu küp serisinden çok bahsedildi. çok şeyler yazıldı, çizildi ama ben, sanki çalışmaktan kendimi kaşımaya zamanım yokmuş gibi, oturup da şu seriyi bir izleyemedim. filmin daha başından anlaşılıyor ne kadar kaliteli olduğu. hayatımda ilk defa bir filmi gözlerimi bile kırpmak istemeden, her saniyesini hafızama kazımak istercesine izledim. gerilim bakımından ise acayip tatmin edici. ayrıca 3 filmin sonu da mükemmel. 



ama dürüst olmak gerekirse; 2. filmi pek yapamamışlar bence. kötü demiyorum ama bence olmamış yani, olduramamışlar. 2. film tamamen serinin diğer filmlerinden bağımsız gibi, öyle bir değişik.



en çok hoşuma giden kısım ise; hani 1. filmi tam olarak bitirmiyorlar da, sonunu senin hayal gücüne bırakıyorlar ya.. 2. film boyunca da aklının bir köşesinde o merak devam ediyor. sonra 3. filmin sonunda 1. filme mükemmel bir gönderme yapıyorlar... " vay be!" diyorsun, " adamlar yapmış." 



dediğim gibi; 2. film her ne kadar diğer filmlerle alakası yokmuş gibi dursa da, ben 3 filmi de severek izledim. siz de korku-gerilim tarzında filmleri izlemekten keyif alıyorsanız eğer, bu seriye bayılacaksınız. (en kötüsü 6 saat kaybedersiniz ki, sanki normalde bu 6 saat içinde dünyayı mı kurtarıyorsunuz? oturun, izleyin.)


3 Haziran 2011 Cuma

flipped

son zamanlarda izlediğim en iyi filmi paylaşmak istiyorum sizinle!
aslında filmleri afişlerine göre pek yargılamam ama ne yalan söyleyeyim bu filmin afişine pek ısınamamıştım. öyle ki, konusunu okumaya bile tenezzül etmedim.

yanlış yapmışım, çok şey kaçırmışım. bütün sınavlarımı zamanında verdiğim için derslere misafir öğrenci gibi gelip gidiyorum. geçen gün hoca tutturdu, "boş boş oturacağına şu filmi izle, bak ben çok beğendim senin de hoşuna gidecek garanti ediyorum." diye. zoraki iş yapmaya da hiç gelemem açıkcası. hocanın da laptopu yanındaymış. "tamam" dedim, "izleyelim bakalım, neymis bu kadar övdüğünüz film."

ilk başlarda çocuk filmi gibi geldi bana ama kesinlikle değil. yani başını izleyip es geçmeyin derim ben. film iki  çocuğun ilk aşkını anlatıyor. ama olayları hem kızın gözünden hem de erkeğin gözünden ayrı ayrı izliyorsunuz. erkekler ne söyler kadınlar ne anlar havasında bir şey.

filmde çok güzel replikler var. öyle ki bir anda hayata bakış açınız değişiyor. sizin de yanınızda julie gibi rengarenk kişiliğe sahip insanlar olsun istiyorsunuz. ya da ne bileyim, inandığınız şeyler uğruna bir şeyler yapmak istiyorsunuz.

film o kadar gerçek, o kadar hayatın içinden ki, sofrada çıkan kavgalarda siz de o ailenin bir bireyi gibi geriliyorsunuz. ya da julie'nin sakat amcasına laf söyledikleri zaman, o lafı kendi akrabanıza söylenmiş gibi algılayıp sinir oluyorsunuz.

ayrıca filmin finali de on numaraydı yani. biraz daha büyümüş hallerini de görseydik tam on üzerinden onluk bir film olacaktı.ama böylesi de çok güzel olmuş. tam tadında bırakmışlar. kısacası, açın izleyin, beğenmezseniz sayfama beklerim. kaybettiğiniz zamanınız için istediğinizi söylemekte serbestsiniz.

iyi seyirler!