23 Temmuz 2019 Salı

Stranger Things nasıl bir dizi? Tavsiye eder miyim?

stranger things ile ilgili görsel sonucu

Son dönemde Netflix’in sahip olduğu özel bir platformda birçok diziye erişim sağlayabiliyoruz. 

Üstelik artık önceden izlemekten çok keyif aldığımız filmleri bile bünyelerine dahil etmeye başladılar. Ama asıl başarılı oldukları alan sanırım kendi çekimlerini yaptıkları diziler ve filmler. 
Mesela, Stranger Things dizisi. Bizi neden bu kadar etkiledi? Neden konuyu bu kadar çok beğendik?

Bence şöyle açıklayabiliriz. Dünyada bir dönem Harry Potter diye bir kitap serisi patladı. Büyüler, kazanlar, uçan süpürgeler, büyücüler ve cadılar.. Bu fantastik olgulara o kadar çok aç kalmıştık ki kült birkaç filmden sonra Harry Potter’a, arkadaşları Ronald Weasley ve Hermione Granger’a adeta 4 elle sarıldık. Kitaplarını bir nefeste okuduk. -Ben mesela bir gece bir kitabını okuduğumu biliyorum.- Harry Potter’ın ilk kitabının ilk çıkış yılı 1997. (Harry Potter ve Felsefe Taşı, 26 Haziran 1997) Sonra hikaye deliler gibi tutuluyor ve filmi çekiliyor. Ardından gişe rekorları kıran filmlere yeni seriler ekleniyor. Şimdi de aynı yazardan  (J.K.Rowling) gündemde “Fantastik canavarlar nedir ve nerede bulunurlar” var. Bu da tuttu.. Bir dakika konuyu kaçırdım ne diyorduk?

Ha, bilimkurgu açlığımız öylesine çoktu ki, Harry Potter serileri hem kitap olarak renk kattı bize tek nefeste okuttu kendini hem de sinemada görsel şölen yaşattı. Evet, şimdi Stranger Things bize tam olarak bunları sunuyor.

İlgili resimGünümüz dünyası ve paralel evreni arasında geçen bir hikaye. Paralel evrende kötü bir şey var, bir oluşum; ama tam olarak ne olduğunu anlayabilmek zor. 4 kafadar oyun delisi arkadaş.. Bir tanesi hiç olmayacak bir şekilde ortadan kaybolur ve olaylar başlar.

İtiraf etmeliyim ki keyifle tüm sezonlarını izledim ve Netflix üyesi olanların ve ayrıca bu diziye vakit ayırabileceklerin de izlemesini isterim. Şey diye düşünmeyin sakın, “Amaaan zaman kaybı. Hiç olmayacak şeyler üzerinden adamlar bir şey çekmişler biz de izleyip onlara bedavadan para kazandırıyoruz.” lütfen. Olay bu değil. Olay, sizi içine çekecek bir konu yakalamış olması ve hayal gücünüzü zorlaması. 

Nitekim tüm bunların yanında da size arkadaşlık ve aile ilişkileri ile ilgili birçok önerisi ve tavsiyesi var. Özellikle zorbaların kazanamayacağının güzel mesajları paylaşılıyor. Tabii birkaç yerde “bu kadarı da fazla” dediğiniz şeyler oluyor ama film bu canım! izleyiverin gitsin! =)

Beğenip beğenmediniz konusunda bilgilendirin ama ^_^

13 Temmuz 2016 Çarşamba

Bayılarak izlediğim bir film: The Boy

Pek kıymetli dostlarım, benden sizlere sıcacık bir merhaba! ^_^
İşim dolayısıyla -her ne kadar çok istesem de- bazen bazı şeylere zaman bulamıyorum ve bu beni biraz yoruyor. Eski zamanlarımı mumla arıyorum. Hani şimdi yaşı biraz olgun olanlar "eski öğrencilik ve gençlik zamanlarınızı özleyeceksiniz", "bu zamanlarınızı iyi değerlendirin ve kıymetini bilin" falan diyorlar da gülüyoruz ya, işte ben bana o cümlelerin kurulduğu ve benim hunharca güldüğüm zamanları çok özlüyorum.

Yaş büyüyünce sorumluluk büyüyor derlerdi de ne çok eğlenirdim bu cümlelerle.. nasıl da dalga geçerdim.. Peh.. öyle olmuyormuş meğersem..

Bir dakika! Yine konudan koptum gidiyorum. ^_^
Çok uzun süredir şöööyle güzel bir korku-gerilim filmi arıyorum izleyip biraz kendime gelmelik bir türlü bulamıyorum, yani, daha doğrusu bulamıyordum. Geçenlerde bir filme denk geldim ki kendisi Türkçe'ye "Lanetli Çocuk" olarak çevrilmiş. İngilizce "The Boy" olarak aratıp ulaşabilirsiniz.
Ben genellikle evde bağımsızlığımı ilan edebildiğim zamanlarda film izlemekten zevk alıyorum ve hatta mümkünse korku filmi olmalı ve azıcık da gerilmeliyim.
Hayır, hayır, film hakkında kesinlikle spoiler vermiyorum! =) 
Sadece bazı nüanslardan bahsetmek istiyorum.Başrol oyuncusu kızı (Lauren Cohan) zaten izlediğim The Walking Dead dizisinden Maggie olarak tanıyor ve beğeniyordum. İlk olarak afişi gördüğümde klasik bir senaryosu olduğunu düşündüm ve "Maggie hatırına bir şans vermeliyim" dedim. İlk yarım saate doğru konunun beklediğimden farklı çıktığını görüp merakla ve heyecanla izlemeye başladım. (ve itiraf ediyorum ki zaman zaman da biraz gerildim ki çok fazla korku filmi izlediğim için bu hissiyatı kaybetmiş durumdayım)

Bazı yerlerinde "bu kadar da olmaz" bazı yerlerinde ise "oha çok iyi" nidaları eşliğinde yaklaşık 1 saat 40 dakika süren filmi izlemeyi bitirdiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. ^_^ İzlediği şeyden çok memnun kalmış ve tatmin olmuş bir insan gülümsemesinden bahsediyoruz burada! (böyle küçük mutluluklar çok  kıymetli canlar =))

Klasik bir senaryosu olduğunu düşünüp de pas geçerseniz üzülürüm; zira ben gerçekten çok severek izledim ve hatta bir sonraki gece de aileme izlettim.Filmin çok korkutan ya da geren bir atmosferi yok; ama tabii ki yine izleyenlerin olumsuz etkilenmemeleri için en azından 12 yaşından büyük olmalarının iyi olabileceğine de değineyim. Filmin IMDb puanı 6; ancak son zamanlarda izlediğim korku filmleri ile kıyaslayınca hak ettiği puanı elde edememiş olduğunu düşünüyorum. bence en az 7'lik bir film. 

Bir devam filmi geleceğini düşünüyorum ve sabırsızlıkla bekliyor olacağım! Ben kendi adıma filme ba-yıl-dım! 

14 Temmuz 2011 Perşembe

cube 1 - 2 - 3

merhabalar efendim, ben geldim. bu aralar pek keyfim yerinde olmadığı için, yani daha doğrusu belimle ilgili ufak bir sorun yaşadığım için, yatak istirahatim vardı. ben de yattığım yerden bol bol film izledim. (ahh, teşekkür ederim... ama madalyaları sonra takdim edersiniz) neyse, uzatmayayım ve hemen izlediğim mükemmel filmleri paylaşayım sizlerle.




şu küp serisinden çok bahsedildi. çok şeyler yazıldı, çizildi ama ben, sanki çalışmaktan kendimi kaşımaya zamanım yokmuş gibi, oturup da şu seriyi bir izleyemedim. filmin daha başından anlaşılıyor ne kadar kaliteli olduğu. hayatımda ilk defa bir filmi gözlerimi bile kırpmak istemeden, her saniyesini hafızama kazımak istercesine izledim. gerilim bakımından ise acayip tatmin edici. ayrıca 3 filmin sonu da mükemmel. 



ama dürüst olmak gerekirse; 2. filmi pek yapamamışlar bence. kötü demiyorum ama bence olmamış yani, olduramamışlar. 2. film tamamen serinin diğer filmlerinden bağımsız gibi, öyle bir değişik.



en çok hoşuma giden kısım ise; hani 1. filmi tam olarak bitirmiyorlar da, sonunu senin hayal gücüne bırakıyorlar ya.. 2. film boyunca da aklının bir köşesinde o merak devam ediyor. sonra 3. filmin sonunda 1. filme mükemmel bir gönderme yapıyorlar... " vay be!" diyorsun, " adamlar yapmış." 



dediğim gibi; 2. film her ne kadar diğer filmlerle alakası yokmuş gibi dursa da, ben 3 filmi de severek izledim. siz de korku-gerilim tarzında filmleri izlemekten keyif alıyorsanız eğer, bu seriye bayılacaksınız. (en kötüsü 6 saat kaybedersiniz ki, sanki normalde bu 6 saat içinde dünyayı mı kurtarıyorsunuz? oturun, izleyin.)


3 Haziran 2011 Cuma

flipped

son zamanlarda izlediğim en iyi filmi paylaşmak istiyorum sizinle!
aslında filmleri afişlerine göre pek yargılamam ama ne yalan söyleyeyim bu filmin afişine pek ısınamamıştım. öyle ki, konusunu okumaya bile tenezzül etmedim.

yanlış yapmışım, çok şey kaçırmışım. bütün sınavlarımı zamanında verdiğim için derslere misafir öğrenci gibi gelip gidiyorum. geçen gün hoca tutturdu, "boş boş oturacağına şu filmi izle, bak ben çok beğendim senin de hoşuna gidecek garanti ediyorum." diye. zoraki iş yapmaya da hiç gelemem açıkcası. hocanın da laptopu yanındaymış. "tamam" dedim, "izleyelim bakalım, neymis bu kadar övdüğünüz film."

ilk başlarda çocuk filmi gibi geldi bana ama kesinlikle değil. yani başını izleyip es geçmeyin derim ben. film iki  çocuğun ilk aşkını anlatıyor. ama olayları hem kızın gözünden hem de erkeğin gözünden ayrı ayrı izliyorsunuz. erkekler ne söyler kadınlar ne anlar havasında bir şey.

filmde çok güzel replikler var. öyle ki bir anda hayata bakış açınız değişiyor. sizin de yanınızda julie gibi rengarenk kişiliğe sahip insanlar olsun istiyorsunuz. ya da ne bileyim, inandığınız şeyler uğruna bir şeyler yapmak istiyorsunuz.

film o kadar gerçek, o kadar hayatın içinden ki, sofrada çıkan kavgalarda siz de o ailenin bir bireyi gibi geriliyorsunuz. ya da julie'nin sakat amcasına laf söyledikleri zaman, o lafı kendi akrabanıza söylenmiş gibi algılayıp sinir oluyorsunuz.

ayrıca filmin finali de on numaraydı yani. biraz daha büyümüş hallerini de görseydik tam on üzerinden onluk bir film olacaktı.ama böylesi de çok güzel olmuş. tam tadında bırakmışlar. kısacası, açın izleyin, beğenmezseniz sayfama beklerim. kaybettiğiniz zamanınız için istediğinizi söylemekte serbestsiniz.

iyi seyirler!