13 Temmuz 2016 Çarşamba

Bayılarak izlediğim bir film: The Boy

Pek kıymetli dostlarım, benden sizlere sıcacık bir merhaba! ^_^
İşim dolayısıyla -her ne kadar çok istesem de- bazen bazı şeylere zaman bulamıyorum ve bu beni biraz yoruyor. Eski zamanlarımı mumla arıyorum. Hani şimdi yaşı biraz olgun olanlar "eski öğrencilik ve gençlik zamanlarınızı özleyeceksiniz", "bu zamanlarınızı iyi değerlendirin ve kıymetini bilin" falan diyorlar da gülüyoruz ya, işte ben bana o cümlelerin kurulduğu ve benim hunharca güldüğüm zamanları çok özlüyorum.

Yaş büyüyünce sorumluluk büyüyor derlerdi de ne çok eğlenirdim bu cümlelerle.. nasıl da dalga geçerdim.. Peh.. öyle olmuyormuş meğersem..

Bir dakika! Yine konudan koptum gidiyorum. ^_^
Çok uzun süredir şöööyle güzel bir korku-gerilim filmi arıyorum izleyip biraz kendime gelmelik bir türlü bulamıyorum, yani, daha doğrusu bulamıyordum. Geçenlerde bir filme denk geldim ki kendisi Türkçe'ye "Lanetli Çocuk" olarak çevrilmiş. İngilizce "The Boy" olarak aratıp ulaşabilirsiniz.
Ben genellikle evde bağımsızlığımı ilan edebildiğim zamanlarda film izlemekten zevk alıyorum ve hatta mümkünse korku filmi olmalı ve azıcık da gerilmeliyim.
Hayır, hayır, film hakkında kesinlikle spoiler vermiyorum! =) 
Sadece bazı nüanslardan bahsetmek istiyorum.Başrol oyuncusu kızı (Lauren Cohan) zaten izlediğim The Walking Dead dizisinden Maggie olarak tanıyor ve beğeniyordum. İlk olarak afişi gördüğümde klasik bir senaryosu olduğunu düşündüm ve "Maggie hatırına bir şans vermeliyim" dedim. İlk yarım saate doğru konunun beklediğimden farklı çıktığını görüp merakla ve heyecanla izlemeye başladım. (ve itiraf ediyorum ki zaman zaman da biraz gerildim ki çok fazla korku filmi izlediğim için bu hissiyatı kaybetmiş durumdayım)

Bazı yerlerinde "bu kadar da olmaz" bazı yerlerinde ise "oha çok iyi" nidaları eşliğinde yaklaşık 1 saat 40 dakika süren filmi izlemeyi bitirdiğimde yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. ^_^ İzlediği şeyden çok memnun kalmış ve tatmin olmuş bir insan gülümsemesinden bahsediyoruz burada! (böyle küçük mutluluklar çok  kıymetli canlar =))

Klasik bir senaryosu olduğunu düşünüp de pas geçerseniz üzülürüm; zira ben gerçekten çok severek izledim ve hatta bir sonraki gece de aileme izlettim.Filmin çok korkutan ya da geren bir atmosferi yok; ama tabii ki yine izleyenlerin olumsuz etkilenmemeleri için en azından 12 yaşından büyük olmalarının iyi olabileceğine de değineyim. Filmin IMDb puanı 6; ancak son zamanlarda izlediğim korku filmleri ile kıyaslayınca hak ettiği puanı elde edememiş olduğunu düşünüyorum. bence en az 7'lik bir film. 

Bir devam filmi geleceğini düşünüyorum ve sabırsızlıkla bekliyor olacağım! Ben kendi adıma filme ba-yıl-dım!